Kadınlarla Chat

Kadınlarla Chat

MUHABBET GÜLÜ BAYANLARLA CANOM NET DE SOHBET.

Kadınlarla Chat Bu gün ikindi vakti Güneş batmaya yaklaşırken, pencereme yansıyan Sarı Kız Güneş huzmesinin yüzümü okşayan ellerini düşleyip bir yandan da sayfalarının yıpranmışlığına rağmen haz alarak okuduğum “Hüccetu’l-la hi’l-Bâliğa risalesi” ndeki şu bab’da Şah Veliyyullah ed-Dihlevi ’yi düşünüyorum: “Bil ki, birçok hadislere göre varlık içinde maddi olmayan bir alem vardır. Orada ‘’mana’’lar, sıfat bakımından kendine münhasır suretlerle bir misale girer. Eşya, yeryüzünde vücut bulmadan önce orada tahakkuk eder, birer manayla kimlik kazanır. Alimlere göre, cisimsiz tanınan bir çok eşya, bir yerden bir yere intikal eder.
Bir yerden bir yere iner de onları herkes görmez. Bu kitaplar insanı bambaşka alemlere sürüklüyor. Bir gün götürdüğü yerden ruhunu geri getirmeyiverse, içtenlikle “evet burada kalayım ” dedirtecek yerlere… Yeniden gözlerimi yumup şu dünyanın debdebelerine rağmen fısıldıyorum kendi kulağıma “kuş ölür, sen uçuşu hatırla …… Gurbette değilim ben, gurbet benim içimde. Hani derler ya kurşun sıksan işlemez, hançer saplasan geçmez o minval duruş sergiliyorum ceviz misali sert kabuğumla, tebessümkar çehremle. Ahhhh sen gel bir de bana sor dışa vurmadığım, gönül vadime akıttığım her bir gece yağmurumu ki ruhumu ıslatmakta, cama değil cana vuran yaşlarımı.
Avuç içlerim dışa dönük, açık sizlere koştum be örf ve adetlerimize göre avuç içi açık ‘’silahsızım, masumum’’ demeye gelirken sizin gülümseyen ama gizli akrep misali sokan darbelerinizden süzgece döndü be sırtım. Tek bir darbe için tek bir nokta kalmadı artık ne yüreğimde, ne sırtımda. Sizin o gülümseyen tehditkar varlıklarınızın sokaklarında gurbeti tattım ben, geçmedi *bitmedi sizden gelen eza-cefa. Hayallerimi kefenledim, umutlarımı yolculadım ebedi ruhlar alemine, oysa tek yaşam çiçeğim umutlarımdı, beni güçlü kılan hayallerimdi, sayenizde cinayet işledim-öldürdüm ağıtlar yakmadığım düşlerimi, solmayan çiçeklerim umutlarımı, başım mı sağ olsun-başımız mı sağ olsun?

Sizleri ne Plathon ( Eflatun )’un ‘’ide (düşünce)’’ ler alemine, ne de Farabi’nin feyiz ve südur (kainat bir İlk’ten Allah’tan hasıl olmuştur )nazariyesindeki ‘’akıllar ve nefisler’’ sistemine benzeyen bir mele-i ala (seçkin meleklerin oluşturduğu yüce topluluk ) sistemine sığdırıp da müşahede edemedim. Ama benim gönlüm; sevgi yapı taşı olamasam da dostluk cevheri keşfinde, öldürdüm sansam da pusuda bekleyip bitmeyen düşlerimin gölgesinde, muhabbet bağı müziğinde, dostluğun sancağında uzun menzil ,yılmadım, peşinden koştum bu menzile varmak için, mesafeler katetmeye lüzum yokmuş, meğer bir papatya kokusu kadar yakınımdaymış, eğilsem görebileceğim kadar uzağımdaymış menzilim Canom.Net de.
Rengarenk güllerimiz var bizim, kelebeklerin mutluluk dansıyla uçuştukları, sert rüzgarların gıptayla baktığı, masalımsı rüyaların kalplere mühürlendiği, sevginin-dostluğun-samimiyetin gökkuşağı renkleriyle parıldadığı, ruhumuzdaki hikayelerin müziğin ahengiyle buluştuğu, hislerimizin coşku kabıyla dolduğu Canom.Net de muhabbetin gülleri bayanlarla sohbet ederken bu menzile sen de neden erişmeyesin? Bir telefon kadar uzağında, göz mesafen kadar parmak uçlarındayız. Yaşamın anlamını muhabbet gülleri bayanlarımızın dilinden söylenmemiş türküler faslıyla dinle.

Yazar: admin

Görüntüleme: 258 defa

Kategori: Sohbet

Yayınlanma Tarihi: 06 Kasım 2023

Cevap bırakın